4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 202.madde hükmü gereğince eşler, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Yani bir çift evlendiğinde aralarında uygulanacak olan mal rejimi, otomatik olarak, edinilmiş mallara katılma rejimi olmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejimi, en kısa tanımı ile, eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri mallara diğer eşin ortak olmasını ifade etmektedir.
Eşler, şayet edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olmak istemiyorlar ise bunu mal rejimi sözleşmesi ile yapabilirler. Türk Medeni Kanunu madde 203 ve devamında düzenlenen mal rejimi sözleşmesinin uygulamada ve halk arasında sıklıkla kullanılan bir diğer ismi evlilik sözleşmesidir. Evlilik sözleşmesi, en kısa tanımıyla, evli veya henüz evlilik aşamasında olan çiftlerin boşanma durumunda evlilik birliği içinde edindikleri malların ne şekilde paylaşılacağının belirlendiği sözleşmedir.
Hukukumuzda her ne kadar sözleşme serbestisi ilkesi geçerli olsa da mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi), ancak Kanunun öngördüğü sınırlar çerçevesinde yapılabilmektedir. Taraflar Kanunda belirlenen sınırlara uygun olacak şekilde diledikleri gibi sözleşme yapabileceklerdir. TMK m.203 uyarınca: “Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.” Dolayısıyla, evlilik sözleşmesinde düzenlenen hususlar, Kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olamaz ve sözleşmenin konusu imkânsız olamaz. Bu sınırlar çerçevesinde evlenmiş veya yeni evlenecek olan çiftler evlilik sözleşmesi yapabilmektedir.
Evlilik sözleşmesinin yapılabilmesi Kanun tarafından belli başlı şartlara bağlanmış bulunmaktadır. 204. Madde hükmü gereğince, ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar evlilik sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler. Küçükler ve kısıtlılar evlilik sözleşmesi yapabilmek için yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar. Evlilik sözleşmesi noterde onaylama veya düzenlenme şeklinde yapılır. Diğer bir anlatımla, taraflar evlilik sözleşmesini imzalayıp noterde onaylatabilecekleri gibi noterce düzenlenen evlilik sözleşmesini imzalayarak evlilik sözleşmesi yapabileceklerdir. Ek olarak taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak beyan edebilirler.
Yukarıda da belirtildiği üzere, eşlerin mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi) yapmaması halinde haklarında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacaktır. Eşler, şayet edinilmiş mallara katılma rejimi dışında Kanunda belirlenen diğer mal rejimlerinden birini kabul etmek istiyorlarsa bunu evlilik sözleşmesi, diğer adıyla mal rejimi sözleşmesi ile yapabilirler. Hukukumuzda kabul edilen mal rejimi türleri ise şunlardır;
1-Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: 01.01.2022 tarihi itibariyle ülkemizde kabul edilen yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Türk Medeni Kanunu madde 218 vd. düzenlenmiştir. Edinilmiş mallara katılma rejimi; eşlerin evlilik birliği içinde edinmiş olduğu mallara diğer eşin de ortak olmasını ifade etmektedir. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olmak isteyen eşlerin herhangi bir sözleşme yapmasına gerek bulunmamaktadır.
2-Mal Ayrılığı Rejimi: Türk Medeni Kanunu madde 242’de düzenlenmiştir. Bu mal rejimini seçen eşler, kendi sahip olduğu mallar üzerinde yasal sınırlar içerisinde tüm haklara sahiptir. Diğer bir deyişle mal ayrılığı rejiminde eşlerin elde etmiş olduğu malları kişisel mal olarak kabul edilmekte olup her bir eş kendi malvarlığı üzerinde tek başına yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkına sahiptir.
3-Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Bu rejim, Türk Medeni Kanunu madde 244 vd. hüküm altına alınmış bulunmaktadır. Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur. Eşlerin evlilik birliğini herhangi bir zaman diliminde sonlandırması halinde, evlilik birliğindeki her mal eşit olarak pay edilecektir.
4-Mal Ortaklığı Rejimi: Türk Medeni Kanunu madde 256 vd. düzenlenmiştir. Mal ortaklığı rejimi, ortaklık malları ile eşlerin kişisel mallarını kapsamaktadır. Medeni Kanun mal ortaklığını “genel” ve “sınırlı” olmak üzere ikiye ayırmıştır. Genel mal ortaklığı 257.maddede tanımlanmaktadır. Buna göre, “Genel mal ortaklığında eşlerin kanun gereğince kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile gelirleri ortaklık mallarını oluşturur. Eşler, ortaklık mallarına bölünmemiş bir bütün olarak sahip olurlar. Hiçbir eş, ortaklık payı üzerinde tek başına tasarruf hakkına sahip değildir.” 258.maddede tanımlanan sınırlı mal ortaklığında ise, eşler, mal rejimi sözleşmesiyle sadece edinilmiş mallardan oluşan bir ortaklık kabul edebilirler. Kişisel malların gelirleri de bu ortaklığa dahildir.
Türk Medeni Kanunu’nun da açıkça ortaya koyduğu üzere, hukukumuzda geçerliliği kabul edilen evlilik sözleşmelerinin dizi ve filmlerde karşımıza çıkan evlilik sözleşmelerinden oldukça farklı olduğu görülmektedir. Evlilik sözleşmesi, dizi ve filmlerde hukuki boyutundan oldukça farklı ve uzak gösterildiğinden, halk arasında da yanlış yorumlanabilmektedir. Örnek üzerinden açıklamak gerekirse;
“-Taraflar asla çocuk yapmayacaklardır.
-Evlendikten sonra taraflar sigara ve alkol kullanmayacaklardır.
-Her ne sebeple olursa olsun boşanma halinde taraflar birbirlerine nafaka ödemeyecektir.
-Tarafların yakınları yatılı misafir olarak ortak konuta gelmeyecektir.”
gibi hükümler hukuk düzenimiz bakımından sonuç doğurmayacaktır. Zira evlilik sözleşmesi, yalnızca, eşlerin evlenmeden önce veya evlilik birliği devam ederken Türk Medeni Kanunu’ndaki emredici hükümlere uygun olmak suretiyle tabi olacakları mal rejimlerini seçmelerini sağlamaktadır.
