Son Tüketim Tarihi Geçmiş Ürünlerin Satışı ve Hukuki Sorumluluğu

Yenilebilir ve içilebilir her türlü maddeyi ifade eden gıda, istisnasız olarak tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerek duyduğu şeylerin başında gelmektedir. Dolayısıyla insan başta olmak üzere tüm canlılar açısından sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşamın sağlanması için güvenilir gıda üretim ve tüketimi elzem bir nitelik taşımaktadır.

Son tüketim tarihi geçmiş ürünlerin satılması kamu sağlığını doğrudan etkilemektedir. Küreselleşmiş dünyada kamu sağlığının önemi, nüfustaki artış ve bu artışa bağlı olarak kamuya arz edilen gıda ürünlerindeki çeşitlilik ve artış ile doğru orantılı olarak artmaktadır. Kamunun ihtiyacını karşılamaya yönelik hem çeşitli hem de hızlı gıda üretimi, işin özü gereği hem bu ürünlerin sağlık kalitesi hem de bu sağlık kalitesinin denetimde güçlüklere yol açabilmektedir.

Son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin tedarik edilmesi, bulundurulması ve satılması yalnızca Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında sonuçlar doğurmamakta; cezai müeyyideye bağlanmış olması sebebiyle Türk Ceza Kanunu kapsamında da önemli sonuçlar meydana getirmektedir.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) Kapsamında Değerlendirme:

Son tüketim tarihi geçmiş ürünlerin satılması durumunda tüketicinin nasıl korunduğundan bahsedebilmek için öncelikle “tüketici işlemi” kavramının açıklanması gerekmektedir. 6502 sayılı TKHK’nin 3-l. maddesi gereğince tüketici işlemi; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak ifade edilmiştir. Tüketici işlemi kapsamına giren işlemlerden doğan zararlar, TKHK kapsamında korunabilecektir.

TKHK’nin 8 vd. maddelerinde ayıplı mal hükümleri düzenlenmiştir. Buna göre ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. TKHK uyarınca da son tüketim tarihi geçmiş ürünün satışı ayıplı mal satışı teşkil etmektedir.

Kanun uyarınca tüketici, ayıplı mal teslimi sebebiyle 6 ay içerisinde ihbarda bulunarak, satıcının sorumluluğuna gidebilecektir. Zira 10. madde hükmü gereğince, teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilmektedir. İhbarla birlikte, satıcı, ayıplı mal tesliminde bulunmadığını ispat yükü altına girecektir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) Bağlamında Değerlendirme:

Son tüketim tarihi geçmiş ürünlerin bulundurulması ve satışa sunulması, Ceza Kanunumuzda “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti başlıklı 186. madde uyarınca: “Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş, değiştirilmiş her tür yenilecek veya içilecek şeyleri veya ilaçları satan, tedarik eden, bulunduran kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve bin beş yüz güne kadar adli para cezası verilir. Bu suçun, resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.”

186. madde hükmünden de anlaşılacağı üzere “değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçu”, bir tehlike suçu şeklinde düzenlenmiştir. Suçun vücut bulması için herhangi bir zarar meydana gelmesi şart olmayıp işlenen fiil nedeniyle kişilerin hayat ve sağlığının tehlikeye girmesi yeterli olup bu durumda suç oluşmuş olacaktır. Örneğin bir marketin bozulmuş veya son tüketim tarihi geçmiş yoğurtları sattığı varsayımında, kimse zehirlenmemiş; diğer bir deyişle sağlık açısından kimse zarar görmemiş bile olsa, söz konusu yoğurtları satışa arz eden market yöneticileri TCK 186 gereğince cezalandırılacaktır.

Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçu ile kamunun sağlığı korunmak istenmektedir. Başka bir ifade ile bu suçta esas olarak sağlık hakkı korunmak istenmektedir. Sağlık hakkı, bir kişi ile sınırlı tutulamayacağı için bütün toplumun sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı korunmak istenmektedir.

Belirtmek gerekir ki seçimlik hareketli bir suç olan değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçunun takibi şikayete bağlı değildir. Suçun savcılık tarafından resen soruşturulması gerekmekle beraber, görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Sonuç olarak, son tüketim tarihi geçmiş ürünlerin satılması halinde, TKHK hükümleri ile tüketicinin hakkı korunmakla beraber; TCK tarafından getirilen müeyyideler ile caydırıcılık sağlanmaya çalışılmaktadır.